Punk Rock, kökenleri 1974 ve 1975 yıllarına, ABD ve İngiltere'ye dayanan ve kendisini Ramones, Sex Pistols, The Damned, ve The Clash gibi gruplarla kanıtlamış düzen karşıtı rock muzik hareketidir.
Punk terimi ise, punk rock'a dayalı alt kültür için kullanılmaktadır. Bu altkültür agresif gençlik, kendine özgü giyim tarzı, Punk İdeolojisi ve D.I.Y. (do it yourself-kendin yap) etiğini kapsamaktadır.
Punk; kültür, politika ve estetiği ile kurumsallaşmış sanat teorileri ve bunu yaratan topluma, toplumsal sisteme karşı doğmuş bir reddediştir. Punk, sanatçıyı devrimci olarak görür, geleneksel ve kalıplaşmış davranış ve yaşam biçimine karşı yıkıcı bir tavır geliştirir. Bireyin kişisel gelişimini yönlendiren, yaşam biçimini şekillendiren toplumsal organizmayı her şeyin suçlusu olarak görür ve saldırmaktan çekinmez. Punk'a göre her şey alt üst olmalıdır; aykırı, ayrıksı giyim tarzı, sanat ve gündelik yaşamda sınırlann belirsizleştirilmesi, bilinçli kışkırtıcılık, kabul görmüş ve tekdüzeleşmiş yaşam biçiminin yeniden düzenlenmesi (ya da düzensizleştirilmesi) punk yaşam biçiminin devrimci taktikleridir.
Punk'ın kendini var ettiği sahne; ekonomik ve toplumsal buhranın yaşamın her alanını cenderede tuttuğu 1970'lerin son dönemlerindeki İngiltere'dir. Punk akımı; İngiltere'deki ekonomik bunalımdan büyük zarar gören işçi sınıfı gençleri arasında doğdu. "Geleceğin olmadığı'" hayatlarının para ve politik güç sahibi kişilerce yönetilen bir toplum tarafından önceden belirlendiği gerçeği, toplumsal dinamiği oluşturan gençlerin en büyük buhranıydı. Bu buhranın köklerinin fütürizm, dadaizm, nihilizm ve anarşizm felsefeleri ile buluşması ve yıkıcı eylem-yaşam (action-life) biçimine dönüşmesi kaçınılmazdı.
Punk Rock'ın ortaya çıkışı Ocak 1976'da Manhattan'daki East ViIIage'da bulunan CBGB and OMFUG adlı küçük bir kulüpte verilen konserlerden doğan'Punk' adlı derginin çıkışı ile başlar.
...18 yaşındaydım. New York'taydım. Yıl 1975'ti. Birgün arabada giderken John (Holmstrom) 'bir dergi çıkaralım' dedi. Beni ve Ged'i (Dunn) Velvet Underground'a, Iggy and the Stooges'a ve New York Dolls'a uyandıran John'dı John derginin sevdiğimiz şeylerin bileşimi olmasını istiyordu. Eski Tv dizileri, bira içmek, düzüşmek, çizburger, mizah dergileri, ikinci sınıf filmler ve bizden başka kimsenin takılmadığı rock'n'rol grupları. John derginin adının Teenage News olmasını istiyordu. Dolls'un aynı isimli şarkısından ötürü. Boktan bir isim olduğunu söyledim. 'Niye Punk demiyoruz?' dedim. Punk sevdiğimiz her şeyi temsil ediyordu: Kıyak, yapmacıksız, absürd, komik, ironik, şehri küçük posterlerle donattık. 'Dikkat Punk geliyor! Leg McNeil Please kill Me/ Roll Dergisi temmuz 2001/07"
İsyankar CBGB and OMFUG (Country, Blue Grass, Blues and Other Music For Uplifting Gormandizers) sahnesi Punk dergisi yolu ile punk terimi ile kurduğu bağlantı, belli bir deneysel rock'n'rol akımını tarif edecek olan "Punk Rock" teriminin oluşması sürecinin ilk aşamasıdır.
Punk dergisinin ilk sayısı 1 Ocak 1976'da çıktı. Lou Reed ve Ramones ile ilgili yazıların yanı sıra John Holmstrom'un özgün otobiyografik çizgi dizisi "Joe", Leqs Mcneil'den şehvetli kadınlarla ilgili "foto karikatür öykü"sü yer alıyordu. Punk'ın ilk sayısı 3000 adet basıldı. Ve sadece New York'ta dağıtıldı. Dergi son çıkış tarihi olan 1979'ta 25.000 adet basılıyor ve dünya çapında 2000 aboneye ulaşıyordu.
Punk dergisinin İngiliz punk akımına da grafik anlayışı yönünden önemli etkileri olmuştu. İngiliz punk rock'ının ilk fanzini "Sniffin' Glue" adıyla Temmuz 1976'da Londra'da çıkmaya başlar. Daha sonra; Ripped and Tom rotten to the Core, London's Burning, Live Wire, Vive La Resistance ve Heat adlı fanzinler İngiliz karşıt kültürünün sözcüleri oldular.
Punk Rock stili Londra'nın güneybatısındaki ve Kings Rood civarındaki heterojen gençlik söylemlerinden, yaşam biçiminden oluşmuştu. Şüphesiz ki punk rock'ı tetikleyenler arasında, androjen görüntüsü ile fetişleştirilen fenomen David Bowie'nin glitter rock'ı, Ramones, Heartbreakers, Iggy Pop, Richard Hell gibi kişi ve gruplar vardır. 1960'ların moda alt kültürünü, bazı blues gruplarının melodik alt yapısını ve isyanını, northem soul ve reggae'den alınma unsurları da punk müzikal kaosunda bulmak mümkün.
Punk kültürü 1980'ler ve 1990'larda İngiltereden Kuzey Amerikaya yayıldı ve hardcore denilen yeni bir müzik stili yaratıldı. Avrupalıların yaptığı müziğe göre daha hızlı olan ve daha agresif vuruşlar barındıran bu yeni tarzdan sonra skate punk ve Straight Edge gibi farklı tarzlar da ortaya çıktı
Punk'ın başlamasıyla büyük kayıt şirketleri underground punk kültüründen kar sağlamayı istediler. Çogu kesimde bu olay büyük direnç kazandı çünkü bu punk ahlak sistemine zıt bir davranıştı ve çoğu punk grupları kendilerini büyük kayıt şirketleri tarafından kar motivasyonuyla tehdid edildiklerini hissettiler.
1980'lerde Pasifik kuzeybatı Amerikada yapılan punk muzik "grunge" olarak anılmaya başladı. Nirvana ve Pearl Jam gibi başarılı grunge müzik grupları müziklerinde heavy punk etkisini gösterdiler. Bu grupların oluşturduğu ticari başarı diğer punk sitillerininde yolunu açtı ve çok iyi bir başarı sağlayan power-pop ya da pop-punk tarzı oluştu. Pop-punk gruplarına örnek olarak: Simple Plan, Good Charlotte ve Sum 41 başarılı pop-punk gruplarıdır
Orjinal punk kültürünün savunucuları punk'taki ticarileştirmeye karşı çıkıyorlar, özellikle pop-punk'ı eleştiriyorlar çünkü bazıları punk kültürünü popüler olarak tanımlıyor ve böyle kalması gerektiğini söylüyor, ancak popüler olmak punk külürünün ana fikrine meydan okur.
GÜNÜMÜZDE PUNK
Ramones ve Sex Pistols gibi grupların ağır, hızlı, müzikleriyle sistemi sarstıkları günlerin ardından 30 yıl geçti, ve bugün punk rock hiç olmadığı kadar büyük bir kitleye hitap eder oldu. "Pop punk" grupları, MTV'de büyük başarılara imza atarken, grup üyeleri ve dinleyiciler, geçmişteki grupların devrimci meşalesini günümüze taşımak için çok genç ya da acemi. Çünkü aynı zamanda, punk insanlara arabadan votkaya birtakım şeyler satmak için ticarileşen bir müziğe dönüşmekte ve pek çok genç için saç boyamak veya piercing takmaktan öte bir anlam ifade etmemekte. Bugünün kapitalist dünyasında, rahatsız, toplum karşıtı punk ruhu gerçekten canlı kalabilir mi?
Evet. Bugün pek çok punk, "Punk ölmedi" derken, hızlı, gürültülü ve dikbaşlı herşeyi kutlayan bu altkültürün, kitleleri de ardına alarak hala canlı olduğunu kastediyor.